Kurân-ı Kerîm'den ayetlerle izah edeceğim gibi, kafir cinlerin yani şeytanların, günümüzün zayıf bilgili ve imanlı insanı bu kadarcık imanından bile mahrum etme yollarından biri olan reenkarnasyonu (yani yeniden başka bir bedende dünyaya gelme) açıklamaya çalışacağım.
Yüzyıllardan beri -çok kısır da olsa- faaliyet gösteren ve bugün liderliğini Yahudi asıllı bir Amerikalının yaptığı bir dünya tarikatı haline gelen ve "parapsikoloji" biçiminde adlandırılan bu akım, bugünün insanını önüne kurulan en büyük tuzak haline gelmiştir.
Bu tarikatın genel felsefesini, dünya dini ve dinler arası ayrımın yok edilmeye çalışılması oluşturmaktadır. Bu inanışa göre insan ruhu tekamüle uğrayacak ve kemale yani mükemmelliğe ulaşıncaya kadar "yeniden doğuş"a tabi tutulacaktır. İnsanları dünya dini felsefesine yaklaştırmaya çalışan bu akımın uyguladığı en önemli metot ise her insana kendi dini inanışından örnekler getirip göstermeye çalışmaktır.
Araştırmayı ve öğrenmeyi unutmuş, bu konuda kendisine, nefsine, tatlı ve hoş gelen ne verilirse hiç itiraz etmeden, hemen alıp öpüp başına koyan günümüz insanını bu durumda kandırmak çok kolay olmaktadır.
REENKARNASYONU iddia edenlerin bu iddialarını ispatlama yoluna başvurdukları dört ana nokta vardır:
1. Kur'an-ı Kerîm'de bu hususu ispat ettiğini savundukları ayetler,
2. Görülen rüyalar,
3. Hipnoz sırasındaki ifadeler,
4. Ve en son olarak da, bunu savunan kişilerin yaşadıklarını söyledikleri eski hayatlarını doğrudan hatırlamaları.
Şimdi bu dayandıkları noktaları teker teker çürütmeden önce en son söyleyeceğimiz sözü en başta söyleyelim ve bu düşüncelere neden olan temel unsuru açıklayıp izah edelim. Bu temel unsur bizler gibi Cenab-ı Allah'ın yarattığı bir varlık olan "CİN" unsurudur.
Şimdi bu unsurun Kur'an-ı Kerîm'de bu tür sapıklıklara neden olabileceğini izah eden Ayet-i Kerîmeler'e bakalım.
Nas Suresi, Ayet: 6.
"O şeytan, cinlerden de olur, insanlardan da."
Yani şeytanla ilgili olan Ayet-i Kerîmeler'de izah edilen kafir cinlerdir. Şeytanın ve kafir cinlerin insanları azdırıp doğru yoldan uzaklaştıracağına delalet eden şu Ayet-i Kerîmeler bize bu hususta apaçık yol göstericidir.
Araf Suresi, Ayet: 16
"İblis ‘Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, insanoğullarını saptırmak için muhakkak senin doğru yoluna oturacağım, vesvese verip pusu kuracağım.‘ dedi" Bu ayetin ifadesinde şeytanın insanları doğrulardan ve Allah’ın emrinden saptırarak yanıltacağı izah olunuyor.
Nisa Suresi, Ayet: 120
"Muhakkak ki şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin hidayete erdirildiklerini sanırlar. Şeytan onlara vaat eder, onları uzun emel ve kuruntulara düşürür. Şeytanın kendilerine vaat ettikleri, aldatmacadan başka bir şey değildir."
Bu Ayet-i Kerîmeler'de açıklanmaktadır ki, cinler insanları sapıklığa ve delalete sürüklemek için çeşitli tuzaklar hazırlamakta ve onları imanlarından etmektedirler.Kur'an-ı Kerîm'i tefsir ederken büyük müfessirler ilk önce Esbab-ı Nüzul adı verilen ayetlerin indirilmesine sebep olan olayları inceler daha sonra da o olaylar doğrultusunda ayet ve sureleri tefsir ederler. Şimdi bu doğrultuda kastedilen Ayet-i Kerîmeler'i inceleyelim: Kendi tezlerini iddia ettiğine inandıkları Ayet-i Kerîme;
Bakara Suresi Ayet: 28
"Allah'ı nasıl olur da inkar edersiniz? Ölü idiniz, sizi diriltti. Sonra sizi yeniden öldürecek. Ve tekrar sizi diriltecek. Ve nihayet O'na döneceksiniz"
Bu Ayet-i Kerîme'nin indiriliş sebebini Peygamberimiz (S.A.V) bizzat şöyle izah etmişlerdir: Kıyamet ve hesap günüyle ilgili Ayet-i Kerîme geldiği zaman müşrikler ve münafıklar Allah Resulü (S.A.V) ile dalga geçmişler ve çürüyüp yok olan insanın hesap vermesinin mümkün olmadığını iddia etmişlerdir. Onun üzerine bu ayet nazil olmuştur.
Ayetin açıklaması ise şöyledir:
"Biz insanların daha ruhlar aleminde, bir cesede sahip olmadan ve dünyaya gönderilmemiş durumda ölüler iken, bizlere sahip olduğumuz cesetleri ikram edip Cenab-ı Allah'ın dirilttiği ve belli bir süre bu dünyada bu cesedimizle yaşadıktan sonra tekrar bizim anladığımız anlamda öleceğimizi ve nihayet kıyamet günü tekrar bizi ilk önce yaptığı gibi Cenabı Allah'ın dirilteceğini ve nihayetinde O'na dönüp yaptıklarımızın hesabını vereceğimizi" izah etmektedir. Yani ayetin nihayeti kıyameti ve hesabı hatırlatmasıdır.
Ancak onlar kıyameti, ruhun kendi kapasitesine göre mükemmele ulaşıncaya kadar dünyaya gelip gideceğini ve ruhun sonsuza kadar bu şekilde devam edeceğini ifade ederek kıyameti ve hesabı inkar etmektedirler. Yani bu izah tarzının İslam'la uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Bu fikri savunanların İslam'a mal ederek düştükleri hata, Kuran'da ve reenkarnasyonu inkar eden hiçbir Ayet-i Kerîme'nin olmadığı görüşüdür. Tabi ki, araştırma ve öğrenme gereğini hiç duymayan bazı Müslümanlar da buna hemen inanmaktadırlar. İşte Kur'an-ı Kerîm'in bu yalanı inkar eden iki ayeti:
Müminun Suresi, Ayet: 99 - 100
“Nihayet onların her birine ölüm gelip çatınca ‘Ey Rabbim beni Dünya’ya döndür ‘ diyeceklerdir“ “Tabi ki, ben zayi ettiğim, boş geçirdiğim ömür mukabilinde iyi amellerde bulunayım. Hayır, bu onların söylediği boş laftan ve boş sözlerden ibarettir. Önlerinde dirilecekleri güne kadar kalkmalarını önleyecek berzah (perde) vardır."
Bu Ayet-i Celileler'den de açıkça görülebileceği gibi, ölüp de gideceği yer kendisine gösterilen insan, korkusundan Allah'a yalvaracak ve mükemmel insan olabilmek için dünyaya dönmek isteyecektir. Fakat kendisine izin verilmeyip, ta ki kıyamet gününe kadar berzah yani kabir aleminde tutulacaktır.
Kaynak : http://www.gizliilimler.tr.gg
bura